Akademik Alanda Gametics Neden Önemlidir?

Virtuf-Image Virtuf-Image Virtuf-Image Virtuf-Image

Akademik Alanda Gametics

Hepimizin bildiği gibi LGS sistemi dahil olmak üzere ülkemizde yapılan yerleştirme ve sıralama amacı güden tüm sınavlarda artık ağırlıklı olarak yeni nesil soru tipleri yer almaktadır.

Yeni nesil soru; sadece bilgiyle çözülemeyen, bilginin yanında konunun özünü bilip, o konu hakkında mantık yürütmemiz gereken ve olabildiğince hayatın içinden örneklerle oluşturulan sorulara denmektedir.

Sadece bilgiyle yapılan kısa sorular yerine bu tarz soruların sorulduğu sınavlarda öğrenciler biraz daha (iyimser olursak biraz daha) fazla zorluk çekmektedirler. Önceden çalışmak yeterli olabiliyorken şimdi doğru çalışmak ve bilişsel beceri anlamında altyapımızın kuvvetli olması bizi hedefimize ulaştıracaktır.

İlk başta soruların uzun ve hayatın içinden olması öğrencilerin dikkatini bozabilir ve soruyu tam olarak özümsemelerini engelleyebilir, ancak doğru kaynak kitap ile beslenen ve mantık, odaklanma, organizasyon, planlama, hafıza, yoğunlaşma, ayrımlaştırma, vb. becerileri güçlendiren alıştırmalar ile bu sorunun ortadan kolaylıkla kalkabileceği aşikârdır.

Strateji ve zekâ oyunları ile bilişsel becerilerin gelişmesi arasındaki ilişkiyi ortaya koyan yüzlerce makale ve onlarca araştırma mevcuttur. Belki içlerinde en ünlü olanı ise Berkeley Üniversitesince yapılan çalışmadır.

-------------------------------

Berkeley üniversitesinde çalışan nörolog Dr. Silvia Bunge, uzun süredir çocukların zekâlarının gelişimini anlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadır. Özellikle 2000 li yılların başlarından itibaren bazı beyinlerin diğerlerinden daha iyi çalışmasını sağlayan şeyin tam olarak ne olduğunu anlamak için çocukların zekâlarını ölçüp beyinlerini taramaktadır. Bu çalışma ona çocukların başarabilecekleri zihinsel süreçlere ve bunların nasıl test edilebileceğine ilişkin benzersiz bir sezgi kazandırdı. 2006 yılında Bunge ve mezun olmuş eski öğrencileri çocukların akıllarını eğitip, eğitemeyeceklerini anlamak için denemeye karar verdiler. Çalışmaları kulağa oldukça basit gelebilir, fakat sonuçlar alabildiğince şaşırtıcıydı.

İlk olarak farklı zihinsel işleyişler gerektiren kullanıma hazır kutu oyunları, kart oyunları ve video oyunlarını aradılar. Bu oyunlardan bir bölümü çocukların akıl yürütme yeteneklerini harekete geçirdiği için seçildi. Çünkü bu oyunlar ileriyi görme, planlama, kıyaslamalar ve mantıksal bütünleme gerektirmekteydi.

Bunge’nin ekibi oyunları geçmişte devletin yaptığı sınavlarda düşük puanların alındığı Oakland’daki bir ilkokula götürdüler. Araştırmacılar bazı 2., 3. ve 4. sınıflara oyun oynamak için dersten sonra okulda kalmalarını rica ettiler. Çocukların zekâ seviyesi (IQ) ortalama 90 civarındaydı ve beyin hızları (zekânın bir alt testi) yüzde birlik dilimde 27. sıraya koydu. Çocukların ailelerinin eğitim düzeyi ise ortalama olarak liseden terktiler. Bu çocuklar her eğitim politikasının hedeflemeyi umduğu ve her sorumluluk duyan liderin onları nasıl geliştireceği hakkında üzerinde düşündüğü çocuklardı.

Haftada iki kere, çocuklar bu oyunlarla 1 saat 15 dakika oynadılar. Her 15 dakikada bir çocuklar beyinlerinin yeni bir şeyle meşgul olmalarını sağlamak için yeni bir oyunun bulunduğu masaya geçtiler. (Nörologlar oturumların eğlenceli olmasının önemli olduğunu düşünüyorlardı.) Sadece 8 hafta sonra, toplam 20 saatlik oynama süresi sonunda Bunge’nin ekibi çocukların zekâlarını yeniden test ettiler. Özellikle çocukların mantıklı düşünme yeteneklerini merak ediyorlardı. Zekâyla ilgili klasik teorilere göre, mantıklı düşünme yeteneği hem zekânın temel elemanı hem de değiştirilmesi en zor olanıydı. Allyson Mackey, Bunge’nin çalışmayı denetleyen öğrencisi, en fazla 3 – 6 puan arasında bir ilerleme görebileceğini düşündü.

Bunge, yetişkinlerle yaptığı eğitim çalışmalarından sadece sınırlı bir gelişmenin mümkün olduğunu bildiklerini söyledi. Fakat gelişme çok büyüktü. Çocukların mantıklı düşünme puanları, ortalama %32 artmıştı. Bu oran IQ standartları açısından düşünüldüğünde çocukların IQ su ortalama 13 puanlık bir artış göstermişti. Bu artışın değerini daha iyi algılamamız açısından şu bilgiyi vermemiz gerekir: bir çocuğun IQ su bütün bir okul yılı süresince normalde 12 puan artar. Bunge ve Mackey çocuklara tam olarak hedeflenen oyunları vererek yalnızca 20 saatlik oyun oynama süresinde bu puanı geçti.

Nörologların hedefi yalnızca mantıklı düşünme yeteneği değildi. Bunge’nin ekibi zekânın diğer bir elemanı ile de ilgileniyorlardı, işlem hızı. Böylece aynı zamanda, ikinci bir grup oyun daha oluşturuldu ve ikinci bir grup çocuk öğleden sonralarını bu sınıfta geçirdiler. Mackey bu oyunların hafıza ve strateji değil sadece hızlı görsel tanıma gerektirdiğini söyledi. Bu oyunlar Spoons ve Speed gibi geleneksel kart oyunları, video oyunu Brickbuster, kutu oyunu Blink ve çocukların 25 adet plastik şekli başlangıç noktasının içine 1 dakikadan daha az sürede itmelerini gerektiren Perfection dı.

8 hafta sonra, bu çocukların da düşünme puanları test edildi. Hız için eğitilen çocuklar işlem hız puanlarının %27 sıçradığını gördüler. Ortalamanın oldukça altında başlayıp çabucak ortalamanın hayli üzerine ulaşmışlardı. Futbolda bir atasözü ‘hızı öğretemezsin’ dir. Bu söz beyin için geçerli değil gibi gözüküyor.

Her grubun gelişmeleri çalıştıkları alan ile ilişkili olması nedeni ile oyunların bu sonuca yol açtığı çok açıktı. Hız grubu mantıksal düşünme yeteneği konusunda yok denecek ölçüde yarar sağladı. Mantıksal düşünme oyunları ile çalışanlar (ve mantıksal düşüncesini geliştirenler) hız konusunda hiçbir kazanımda bulunamadı. İki grup da hafızanın çalışması ile ilgili bir gelişme kaydetmedi. Bu aynı zamanda tüm ölçekli zekâ için tek bir alanda değil her alanda çalışma yapılması gerektiğini akla getirmektedir. Bunge zekânın bütün parçalarının şekillendirildiği sonucuna vardı. Bu parçaların hepsi beyindeydi ve beynin bütünü istenilen şekle konulabilme özelliğini göstermekteydi. Bazı bölgelerin diğerlerinden daha çok veya daha az şekil verilebilir olduğunu gösteren bir kanıt yoktur. Zekânın bazı elemanlarının diğerlerinden daha sabit olduğu varsayımı yeni bilim tarafından desteklenmemektedir.

Belki de Prof. Dr. Bunge’nin verilerindeki en önemli bulgu oyunlarla yapılan çalışmaların ihtiyacı en çok olan çocuğa en çok yardımda bulunduğudur. Seviye olarak çocuk ne kadar aşağıdan başladıysa bilişsel gelişimi o kadar hızlı ve fazla olmasıdır. Bu, eğitim yoluyla yapılmaya çalışılan faaliyetlerde oldukça nadir görülür.

https://www.newsweek.com/brain-muscle-really-223348

-------------------------------

Yukarıdaki yazılanları dikkatlice okuduysanız dikkatinizi çeken bir şey olmuştur: Yeni nesil soru için sadece oturup test çözmek, bilgi ezberlemeye çalışmak asla yeterli olmayacaktır.

Son derece zeki ve akıllı öğrenciler elbette ki başarılı olacaklardır, çünkü akıllı dememizin sebebi o bireylerin bilişsel becerilerini etkili bir şekilde kullanabiliyor olmalarıdır. Bizim tek amacımız, halihazırda Allah vergisi becerilere sahip olan ama kullanmaya imkân bulamayan (beceremeyen) bireylere bu şansı vermektir.

Akademik Alanda Gametics